Kayıtlar

Blue bird

 İlk tokatı yedi gencecik yaşta  İlkokul yolu fazlasıyla kaygan Ufak adam fazla sarsak Ufukta gözükür ite kaka dayak  İlk yokuşta tuzu kuru kumu yaş İlk darbede kırışır mavi tulum Buzu ayaklarının altında upuzun yolu Duru fakat buzun tuzu kuru kumlu Sisli gözü saçtı mavi bulutlu yağmuru Misliyle bekler buzlu okulu  Burnu mosmor tuttu küçük kolunu Kuyuya benzer sınıfına düştü hep sustu Farklı olur sandı küçük sarsak adam Daldı küçük masala inandı zaman zaman Esarette yaşadı kar küresinin altında Meşalesi elinde yanında bulamadı kimseyi Harlı yüreği gördükleriyle söndü Allı kalemleri ellerinde çürüdü Cesaretiyle uçtu küçük adımlarının uzağına Felaketleriyle gürlediler uçması yasaklar Tanrıcılar söktü küçük kanatlarını  Kaçtı kuyuya benzer dehlizlerinden Beraberinde binlerce korkusuyla Esrarını yitirecek tüm korkularına. Not:düzenlenme yapılmadı, kayıt niteliği ile yüklendi.  14.10.22 -05:18

Kozmik

 Karar alan zaman, karmam şaka sana. Taşra vasat sayar, ataş takar krallar. Salya akar zambak dalda, kandan kara. Hayal sanar aşktan kaçan,  şahlan kaya. Taş plaklara kansa, dalsak ahsa Marsa. Herkes serbest, kentler gebe elbet beleş nefese. Seyrek heves, değmez senle zerre resme seyre. Esme değmez gevher beşer beyne, eşeler keşkeler. Geçsen selden benle, evren geçecek heybemden. Çehren ezbere yelken çeken gezegenlere rehber.

Rota

 Düşlerim düşüncelerimin içinde uçuşan düşlerimi. Anlatmaya başlasam elbet durdurur benden biri. Aklımın köşesine yakışır yaka paça kaçan gözleri.  Birikir yeni sözler, birikir yeni yalanlar ve cümleler. Bunları beynimin kafesinde hangi kişilikle söylerim. Delirmekten korkan tüm delilere nasıl gerçeği gösteririm? Farketmez sanarken ilgi ligi yarışına çıktı yerde ki dizlerim. Kendimi gizlerken dizginledim nefret ettiğim gizlerimi. Senin yanına terk ettim tüm histerilerimi. Dumanı üstünde yolcuğumda sana sanma tüm birikimim. İnadımı inancımla birlikte bir otobüs bagajına kilitledim. Kurtulmak ücretsiz, sana el sallıyor diyojen medeniyetim. Yolu seyrederken göç eder dertlerim. Sorunun cevabını bulabilecek akıl sağlığını size havale ettim. Yardım meleklerini göçmen kuşlarla gönderdim. Ben bana yeterim derken terketti beni gülüşlerim. Sardı kendimi senden alamama korkusu, her biten şişe içine bıraktım buradan sıyrılıp gitmenin mektubunu. Unutmak değil artık hatırlamak için kayboldu. Sana ge

Lafügüzaf

 Edemiyorum kendimi izah. Çekemiyorum kendime hiza. Seçiyorum beynime ilah. Benziyorum mermiye, renkli ihlal. Kesiyorum dertliye stresli lahza. Seziyorum evrime denli ikbal. Demliyorum nefsime renkti kavga. Eriyorum keyfine zevkti kutsal. Ekliyorum hepsine sertti kanma. İçiyorum seyrine, esti hayal. Çiziyorum sevgime, tekti hoşçakal. Bitiyorum aptal, derdime ihtilâl.

Tütün

 Çekmecede kalan gazete parçalarını ve özlemini tütüne sarıyorum, masada rutubetli bir kibrit çöpüyle yakıyorum, tüm hikayemizi. Derin bir nefes alsam sızlatır kalbimi. Sen varsın içimi yakan, biraz da gazetenin dertleri. Ciğerime çekerken dumanla birlikte baş ucumda süzülür, ahenkle dans eder senden kalan ayrı vakitler. Rüyalara karışıp, eski günlere dalıyorum dumanınla. Bende seninle birlikte yanıyor, göğe yükselip karanlık sulara sana kayboluyorum.

Aktris

 Sahte bir evliliğin ölü doğan bebeğisin, sende ebediyete gömüleceksin. Sahnele piyesini tez vakit bitirmelisin, bende değil kanında dolaşmalı manşinel eşinin. Zihninin sarkacı çekemeden ruhunu, İsminin anlamı kolpalık, anlamışsın sana uyduğunu. Seyircinin itaati yıprattı mı domuzcuk uykunu? İçkinin dozu yetmeyecek unutmak için duygunu. Boğaz yumrusu hilaf değil, sen sandın aldatmaca. Kalmaz yalanlarının tutkunu anla hepsi kurmaca. Doymaz alaka hevesi, yüzüne düşene kadar yağmuru, dolduramaz pınarlarını, bitti deniz koleksiyonu.

Islık

 Odamızın kapısının kolu eskidir, üstündeki işlemeleri kaybolmaya yüz tutmuş, yavaşça indirir kolunu, ağlamaklı şekilde açılır. Maraton başlar sanki tüm tozlar çevreye uçuşur, küf kokusu ve havasız oda karşılar. Seni görsün diye aranır gözler, sokak lambasının ışığı üstüne düşer yastığının, boşluğa bakışlarım düşer, dipsiz denizlere benliğim. Odamız küçüktür, sen gittiğinden bu yana çoban ıslığı kadar ıssız. Pencerenin önünde kabullenmiş bir bekleyişle bekleyen masa ve sandalye, onlara kavuşmamı pek de sevinmemiş şekilde karşılar. Küllük dolmuş artık sığmazdı masaya, içimdeki boşluğa katran yamar gönlünü alırdın.  İlk ilmiği atmadan önce, notların üstünden fazla sabırsız olan külleri halıya silkmekten başka çare bulunmazdı.  Aralarından boş bi kağıt koymalı baş köşeye ve başlamalı ölümün köşesinde uçuşan uçurtmalarla yarışmaya.